Önemli araştırmalara rağmen, Jersey Adası'na ilk getirilen sığırların asıl kökeni kesin olarak bilinmemektedir. Çoğu araştırma Jersey'nin anavatanının, Jersey’e benzeyen Normandiya ve Brittany sığırlarının bulunduğu Fransa’nın bitişik kıyıları olduğunu kabul etmektedir.
Jerseylerin İngiltere anakarasında 1741'den bu yana ve muhtemelen daha öncesinde de var olduğu bilinmektedir. O zaman Alderneyler olarak biliniyordu.
Bugün Jersey cinsi, dünyadaki en yaygın ikinci süt sığırı cinsidir. Jersey'in kendisinde yaklaşık 4000'ininin yetişkin sağılan inekler olduğu toplam 6000'den az Jersey vardır. Adadaki cinsin saflığı, ithalata uygulanan sıkı bir yasakla sürdürülmektedir. Bu yasak, yaklaşık 150 yıldır yürürlüktedir. Adada başka sığır cinsi yoktur.
Jerseyler, yüksek kalitesiyle dikkat çeken sütleri ile meşhurdur. Özellikle protein, mineraller ve elementler açısından zengindir. Aynı zamanda otlardan çıkan bir öz olan karotenden doğal olarak sağlanan renk bakımından da zengindir. Jerseyler, birçok çeşit iklim, çevre ve yönetim uygulamasına uyum sağlama becerisine sahiptir.
Özellikleri
Genellikle açık kahverengi renktedir; ancak bu, neredeyse griden mat siyah renklere kadar değişebilir, ki bu da Mulberry olarak bilinir. Ayrıca hayvanın büyük kısmını kaplayabilen beyaz lekelere de sahip olabilirler. Ancak gerçek bir Jersey'in her zaman neredeyse beyaz bir ağız gölgesi ile sınırlanmış siyah bir burnu olacaktır.
Jersey'in sert siyah ayaklarının sakatlanmaya olan eğilimi çok düşüktür.
Jersey nispeten küçük boyutludur , yaklaşık 400 ila 450 kg ağırlığındadır, iyi ve güçlü bir yapıya sahiptir.
İstatistikler
Jersey diğer büyük cinslere kıyasla daha düşük bir maliyetle süt bileşenleri üretir.
Buzağılama problemi çok az veya hiç yoktur, daha fazla doğurganlığa, daha kısa bir buzağılama aralığına ve daha erken olgunluk erişimine sahiptir.
Jersey, diğer tüm süt cinslerinden daha uzun süre sürüde kalır.
Jersey sütü, peynir ve diğer katma değerli ürünler olarak işlendiğinde daha fazla besin değerine, artı en yüksek getiriye ve daha yüksek verime sahiptir.
Jersey sütü birçok pazarda en yüksek fiyattan alıcı bulur.
Jersey, geniş bir sistem çerçevesinde iyi bir performans gösterir ve yüksek yem dönüştürme verimliliğiyle meşhurdur
Jersey sütü birçok yönden eşsizdir. Bir ürün olarak içeriği: % 18 daha fazla protein, %20 daha fazla kalsiyum, "ortalama" sütten %25 daha fazla sütyağı.
Jerseylerin, toynaklarını çok sert hale getiren siyah toynak rengi nedeniyle sakatlığa daha az yatkın oldukları iyi bilinmektedir. Jersey hafif bir cins olduğundan, sakatlık açısından daha az sorunlu olabilir.
İyi bir mizaç süt ineğinde önemlidir. Günümüzün modern sağım odalarında hızlı üretim hacmi önceliklidir. Üniteleri sürekli tekmeleyen bir hayvanın kötü davranışları, istenmeyen gecikmelere ve hatta pahalı ekipmanların zarar görmesine neden olacaktır. Jersey'nin süt cinsleri arasında en iyi mizaçlardan birine sahip olduğu düşünülmektedir, elbette bunun çoğu hayvanın bakımına bağlıdır.
Çeşitli araştırmalardan elde edilen sonuçlar, Jersey'in mastitis'e daha az duyarlı olduğu sonucunu göstermektedir, örneğin Florida süt sürülerinde, mastitis ve meme hastalıkları %22'lik Jerseylere karşın Holsteinlar (ineklerin %51'i) arasında daha yaygındır.